SIKILIYORSUN BİLİYORUZ

Yavuz fazlaca monotonlaşmış hayatıyla tipik bir memurdur. Her günkü gibi iş başında iken Yavuz'un hayatını değiştirecek bir mesaj gelir "Sıkılıyorsun Biliyoruz "

UYARI: Bu oyunun sahnelenme hakları Başakşehir Tiyatro Akademisi'ne aittir. Sahnelemeye karar verirseniz Başakşehir Tiyatro Akademisi ile iletişime geçmeniz gerekmektedir!








Aşağıdaki mail adresinden bana ulaşabilirsiniz.

ahmet736arslan@gmail.com

Yeni yayınladığım oyunlardan haberdar olmak ve iletişime geçmek için İnstagram'dan takip edebilirsiniz 👇
Ya da buraya tıklayarak siteye abone olabilir ve yeni içeriklerden mail yoluyla haberdar olabilirsiniz.

Oyun yazma sürecimle ilgili videolar paylaştığım kanalımı aşağıdaki linkten inceleyebilirsiniz.👇


SAHNEDEN



KARAKTERLER

Yavuz: Memurdur. 25-35 yaşlarındadır. Evli değildir. Yalnız yaşamaktadır. Hayatından memnun değildir.

Aziz: Yavuz’un iş arkadaşıdır. Yaşça Yavuz’dan küçüktür. Yarım akıllı denebilecek bir karakterdir.

Tevfik: Kendi işinin patronudur. Hafif göbekli ve zengin görünümlüdür.

Asistan 1: Yavuz’un oturduğu akıllı evin ve iş yerinin yapay zekâlı asistanıdır. Sadece sesi duyulmaktadır. (Bir kadın tarafından seslendirilmelidir.)

Asistan 2: Yavuz’un evindeki yapay zekâ asistanını hackleyerek Yavuz ile iletişime geçen kişidir. Sadece sesi duyulmaktadır. (Bir erkek tarafından seslendirilmelidir.)



SAHNE 1

(Sahne Yavuz'un odası ve mutfağıdır. Dekor küçük bir evi temsil etmektedir. Sağ tarafta Yavuz’un yatağı ve küçük bir masa vardır. Sol taraf ise mutfaktır. Masa ve bir tane sandalyeden oluşmaktadır. Yavuz’un yatağının yanındaki masada küçük bir cihaz vardır. Bu cihaz akıllı evin yapay zekâ türünde asistanıdır. Sesli komut ile çalışmaktadır. Yavuz sahnede yatağında uyurken asistanın sesi ile oyun başlar.)

Asistan 1: Uyanma vakti! Saat sabah 6. Yataktan çıkışı tamamlamak için 5 dakikanız var. Kalkış için hazırlanın lütfen.

Yavuz: (Uykulu bir sesle) Kalkış ne ya uçak mı kaldırıyoruz?

(Yavuz gözleri kapalı şekilde yatakta oturur duruma gelir. 5 saniyelik bir sessizlikten sonra yeniden alarm sesi duyulur.)

Asistan 1: Kalkış için size ayrılan sürenin sonuna geldik Yavuz Bey lütfen yataktan çıkışı tamamlayın.

Yavuz: (Bir gözü açık şekilde konuşmaya başlar) Hani 5 dakikaydı ya?

Asistan 1: Uçak mı kaldırıyoruz Yavuz Bey? 5 saniye neyinize yetmedi.

Yavuz: (Oflayarak yataktan kalkar.) Nerden de bulduysam bu akıllı evi?

Asistan 1: Çayınız içim için en uygun sıcaklığa ayarlanmıştır. Zeytin, bal ve peynir dolapta yumurtanız ocaktadır. Kahvaltı için size ayrılan süre 30 dakikadır.

Yavuz: (Mutfakta masa ve sandalyeyi düzenlerken konuşur.) 30 dakika ne ya? Gören de serpme kahvaltı yapıyoruz zanneder.

Asistan 1: Kahvaltı için size ayrılan sürenin sonuna geldik.

Yavuz: Ne! Hani yarım saatim vardı?

Asistan 1: Gören de serpme kahvaltı yapıyorsunuz zanneder Yavuz Bey.

Yavuz: Senin şarjın mı bitiyor? Ne bu asabiyet sabah sabah asistan

Asistan 1: Kişisel bakımınızı tamamlayıp evden çıkış yapmak için size ayrılan süre 30 dakika.

Yavuz: Kişisel bakım için 30 dakika mı? Gören de podyuma çık... (Kendi eli ile ağzını tutar sonra konuşmaya başlar.) Teşekkürler efendim. Evet 30 dakika haklısınız. Hemen giyinmeye gidiyorum. (Deyip sahneden çıkar.)



SAHNE 2

(Sahnede bir durak vardır. Durakta Tevfik tek başına durmaktadır. Yavuz sahneye girer.)

Yavuz: (Bıkkın şekilde) Günaydın abi.

Tevfik: Oo Yavuz! Günaydın kardeşim. Nasılsın?

Yavuz: Her zamanki gibi işe gidiyorum. 8-5 çalışmaya devam. Sen nasılsın?

Tevfik: İyi iyi. Ya işte ben de empati olsun, fakiri anlamak lazım diyerekten durakta otobüs bekliyorum.

Yavuz: Nasıl abi anlamadım?

Tevfik: (Yavuz’a doğru yaklaşıp sessizce konuşmaya başlar.) Şş yaklaş yaklaş. Biliyor musun aslında benim arabam var?

Yavuz: (Yavuz da sessizleşir.) Ee

Tevfik: 2018 model

Yavuz: Yani abi

Tevfik: Çok zenginim ben. 3 tane kiracım var.

Yavuz: Tamam da abi niye buradasın? Arabanla gitsene

Tevfik: (Yeniden yüksek sesle konuşmaya başlar.) Aa kaç dakikadır ne diyorum ben? Fakiri anlamak lazım oğlum. Toplu taşıma da nasıl sürünüyor insanlar, iki büklüm nasıl gidiyorlar görmem lazım ki şükredeyim Yavuz.

Yavuz: (Sessizce) Tövbe tövbe

Tevfik: E hani diğer fakirler nerde? Her gün bir tane mi fakir gidiyor bu duraktan. Bu mu yani buradaki fakir nüfusu?

Yavuz: Bu kadar abi. (Deyip kafasını öbür tarafa çevirir.)

Tevfik: Hadi ya. Ben otobüs gelince izdiham olur, yere düşen olur hatta bayılan olur burası bayağı karışır diye düşünmüştüm. Sakin olur diyorsun o zaman?

(Yavuz umursamaz. Tevfik durakta iki üç adım atar.)

Tevfik: Bu fakirlerin de sohbeti hiç çekilmiyor. (İki üç adım daha atar.) Ee sabrım tükendi benin. Ne zaman gelecek bu fakir servisi?

Yavuz: (Saatine bakıp) Tam 1 dakika 37 saniyesi var

Tevfik: (Gülerek) Kıyamam ya! Her gün aynı otobüsle aynı sokaktan, aynı duraktan 8-5 bine bine ezbere biliyor saatleri.

Yavuz: Tabi yani bir süre sonra ister istemez ezberliyor insan.

Tevfik: Bu arada benim yerime kart basabilir misin ya?

Yavuz: Iıı tabi. Olur abi basarım

Tevfik: Şş yaklaş yaklaş (Sessizce) Aslında çok param var ama hepsi banka kartımda. Otobüs kartım yok benim anladın mı?

Yavuz: Anladım anladım.

Tevfik: İstesem otobüsü bile satın alırım biliyorsun değil mi?

Yavuz: Biliyorum abi biliyorum. Hadi bak geliyor otobüs. Yaklaşalım yola.

(Sahne kararır.)



SAHNE 3

(Sahne Yavuz’un ofisidir. İki tane masa ve üzerlerinde bilgisayarlar vardır. Hem Yavuz hem Aziz yerlerinde oturmaktadır. Işıklar açıldığında bir süre boyunca iki memur da bilgisayar ve dosya işleri ile uğraşır. Sonra akıllı ofisin yapay zekalı asistanının sesi duyulur.)


Asistan 1: 25 dakika aralıksız geçen çalışma sonrasında gerilme ve esneme molası.

(İki memur da sesten sonra aynı anda ellerini geriye ve yukarı kaldırarak anonstaki emri yerine getirir.)


Asistan 1: Mola bitti. Yeni çalışma periyodu başlamıştır.

(Memurlar yeniden işe koyulur.)

Yavuz: Aziz Bey e-posta kontrolleri yapıldı mı?

Aziz: Yapıldı Yavuz Bey

Yavuz: Teşekkürler Aziz Bey

Aziz: Ha! Az kalsın unutuyordum. ‘Sıkılıyorsun Biliyoruz' adlı bir kullanıcı tarafından size özel bir mesaj gelmiş.

Yavuz: O kim ya, ne demiş?

Aziz: “Biz seni değil sen bizi bulacaksın Yavuz. Bizi nasıl bulacağını biliyorsun.” yazmış. Bunun dışında bir şey yok

Yavuz: Basbayağı dolandırıcı. Mesajı silin gitsin.

Aziz: Peki. Bu arada siz sosyal medya hesaplarındaki mesajları kontrol ettiniz mi?

Yavuz: Facebook ve Twitter'a baktım. Şimdi Instagram'a bakıyorum. Hımm reklam, reklam bu da reklam. Önemli bir şey yok.

Asistan 1: Çalışanların dikkatine! Derin nefes alıp verme molası başlamıştır.

(İki memur da aynı anda derin nefes alıp verir.)

Asistan 1: Derin nefes alıp verme molası sonu. Çalışma periyodu yeniden başlamıştır.

Aziz: Sosyal medyada önemli bir şey kalmadı değil mi Yavuz Bey?

Yavuz: Bitti, diyecektim ama şimdi yeni bir mesaj geldi.

Aziz: Sesli okur musunuz lütfen?

Yavuz: “Bak bizi nasıl bulacağını biliyormuşsun Yavuz. Aramıza hoş geldin. Bu akşam saat 22’de buluşacağız. Nereye gelmen gerektiğini biliyorsun. Unutma sen bizi bulacaksın.”

Aziz: Biri size kafayı fena takmış. Besbelli dolandırıcı dikkatli olun derim.

Yavuz: (Gülerek) Yahu şu uğraştıkları işe bakın. Bu devirde böyle numaralar mı kaldı?

Asistan 1: Saat 17. Mesai sonu. Bugün de özveriyle çalışan tüm ekibe teşekkür ederiz. Ofisten çıkışı tamamlamak için son 15 dakika.

(Memurlar eşyalarını toplarken konuşmaya devam ederler.)

Yavuz: (Bir anda daha rahat ve samimi bir ses tonuna geçer.) Şu aptal sesin söylediği her şeyi anında yapmaktan bıktım ya. Bu asistanlar evde ayrı dert işte ayrı dert yemin ediyorum. Vallahi sıkıldım.

Aziz: “Sıkıldığını biliyorlar.” Yavuz Bey

Yavuz: Başlatma şimdi Aziz. Hem mesai bitti sen niye hala Bey diyorsun. Yapay zekalı asistanlar mesai sonunda kendini kapatıyor. Korkma “Bey” yerine “Abi” dersen ceza puanı falan almazsın.

Aziz: Ne bileyim ya? En son sana mesai saatinde abi dediğimde başıma neler geldiğini biliyorsun. Artık her şeyden korkar oldum valla.

Yavuz: Şu hale bak! Nelerden korkar olduk?

Aziz: E ne yapacaksın? Gidecek misin şu sıkılıyorsun biliyoruzculara?

Yavuz: Ne saçmalıyorsun oğlum. Nereye gitmem gerektiğini falan bilmiyorum zaten.

Aziz: Ama mesajda senin bildiğin yazıyordu.

Yavuz: Of hala mesaj diyor ya. Dolandırıcı işte oğlum dolandırıcı. Hiçbir yere gittiğim yok.

Aziz: İyi bari madem planın yok. Bizim kafede çocuklarla okey atarız değil mi?

Yavuz: Yok ya bugün çok yorgunum. Hemen eve gideceğim. (Saatine bakar) Otobüsün durağa gelmesine tam 3 dakika 21 saniye kaldı. Hadi ben çıkayım. (Deyip sahneden çıkar.)



SAHNE 4

(Yavuz işten eve dönmüş ve yatağında oturmaktadır. Yatmaya hazırlanmak için çarşafını düzeltmektedir.)


Yavuz: (Yorgun bir şekilde masada duran cihaza seslenir.) Asistan saat kaç?

Asistan 1: Saat 21.59 Yavuz Bey. Hemen şimdi uyursanız verimli geçireceğiniz uyku saati tam olarrrrrrrrrr sssssss cızzzzzzzzz zzzzzzzzzzz

Yavuz: (Cihaza vurarak) Ne oldu yine? Daha servisten yeni geldi. Bıktım usandım şundan ya!

Asistan 2: (Her zaman Yavuz’la konuşan asistan değildir farklı bir ses konuşmaya başlar.) Sıkılıyorsun biliyoruz Yavuz!

Yavuz: (Bir anda ürker. Korkarak cihazdan uzaklaşır) Hoşt, hoşt!

Asistan 2: Neden köpek kovalıyorsun?

Yavuz: (Hafif ağlamaklı) Ne denir ki böyle durumlarda? Allah’ım zor zamanlar için ezberlediğim bir tane bile dua yok.

Asistan 2: (Kızgın bir sesle) Hep zor zamanlarda aklına geliyor zaten dua. Bugün Yaradan için ne yaptın ha?

Yavuz: Anne, sen misin?

Asistan 2: Küçükken vazo kırdın annenden kaçtın. Köpek kovaladı ondan kaçtın ama şu 8-5 memur hayatından bir türlü kaçamadın be Yavuz.

Yavuz: Ne kaçması ya! Siz benim kim olduğumu biliyor musunuz?

Asistan 2: Biliyoruz, Faik ve Naime'nin 5 çocuğundan 3’üncüsü olan Yavuz

Yavuz: Baştan üçüncü mü sondan üçüncü mü? Ha buna ne diyeceksin?

Asistan 2: İkisi de aynı şey oluyor geri zekâlı.

Yavuz: Doğru konuş benimle! Hangi çetesiniz oğlum siz, Niye sürekli karşıma çıkıyorsunuz?

Asistan 2: Biz senin karşına çıkmıyoruz. Hep sen bizi buluyorsun Yavuz.

Yavuz: Ne! Ben mi sizi buluyorum?

Asistan 2: Bugünkü mesajda bizi nerede bulacağını biliyorsun demiştik. Sen de geldin ve bizi buldun Yavuz.

Yavuz: Ya ben evime geldim evime.

Asistan 2: İş arkadaşın seni okeye çağırdı ama gitmedin Yavuz. Neden gitmedin?

Yavuz: E Aziz hep taş çalıyor. Bir de çaldığının yerine başka taş da koymuyor. Oyunun sonunda taşların yarısı onun tahtasından çıkıyor. Böyle zevki olur mu oyunun?

Asistan 2: Sonuç olarak sen dışarı çıkmak yerine eve gelip bizimle buluşmayı tercih ettin. Hoş, sen buraya gelmesen bile biz tam dediğimiz gibi saat 22 de burada olacaktık.

Yavuz: Ne bu rahatlık ya? İstediğiniz zaman asistan yazılımına giriyorsunuz. Yeter artık derhal çıkın gidin evimden.

Asistan 2: Evimden mi, bu ev senin değil Yavuz? Senin bir evin bile yok. Kaç yıldır çalışıyorsun ama sana ait ne bir evin ne de bir araban var. Senin hiçbir şeyin yok anla artık. Sıkılmadın mı ha? Her gün toplu taşıma yolu gözlemekten, otobüste cama suratın yapışmış şekilde itiş kakış işe gitmekten, asistan ne derse onu yapmaktan, her gün aynı günü yaşamaktan sıkılmadın mı Yavuz?

Yavuz: Yeter be yeter! Sıkıldım hem de çok sıkıldım ama ne yapabilirim, ha başka ne yapabilirim. Sürekli “Sıkılıyorsun biliyoruz” deyip duruyorsunuz. Ee ne yapacaksınız, çözüm ne çözüm?

Asistan 2: Sakin ol Yavuz, sakin ol. Sen söyle bakalım gerçekten kurtulmak istiyor musun bu dertten?

Yavuz: Dalga mı geçiyorsunuz tabii ki de. 8-5’ten arta kalan saatlerle geçen bir hayatı kim ister? Bildiğiniz bir çözüm varsa söyleyin. Hemen şimdi yapayım.

Asistan 2: Öyle hemen olmayacak maalesef. Adım adım mutluluğa gideceğiz. Hatta ilk adım senin için en zoru olacak.

Yavuz: Neymiş o?

Asistan 2: İşini bırakmak. Hem de hemen yarın

Yavuz: Ne! Hayır, hayır bunu yapamam. Ben bu işi alabilmek için ne kadar çabaladım biliyor musunuz?

Asistan 2: İlk adımda, bizi hayattan soğutan şeylerden kurtulmamız lazım Yavuz. Seni hayattan soğutan en büyük şey de işin. Acilen bundan kurtulmalısın.

Yavuz: Yapamam diyorum yapamam duymuyor musunuz?

Asistan 2: İlk adımı geçemeyenler bir sonraki adımı göremez Yavuz. Sana bir gün süre. Yarın bu saatte yine burada seninle buluşacağız. Senden iyi haberler duymak istiyoruz. Yarın görüşmek üzere.

Yavuz: Dur bir dakika! (Derken diiiit diye bir ses duyulur.)

(Yavuz sıkıntılı bir şekilde yatağına yatar. Üstüne örtüyü çeker. Sahne kararır. Aydınlandığında Yavuz yatağında yatmaktadır ve her zamanki asistanın sesi duyulur.)

Asistan 1: Uyanma vakti! Saat sabah 6. Yataktan çıkışı tamamlamak için 5 dakikanız var. Kalkış için hazırlanın lütfen.

Yavuz: (Yavaş yavaş yatakta doğrulur) Ah başım! Bugün günlerden ne asistan?

Asistan 1: Bugün günlerden Çarşamba.

Yavuz: Pazar gününe ne kadar var?

Asistan 1: Tam 96 saat sonra günlerden Pazar olacak ve saatler 6.00’yı gösterecek.

Yavuz: Off! Arada resmî tatil falan da mı yok?

Asistan 1: Kalkış için size ayrılan sürenin sonuna geldik Yavuz Bey. Lütfen yataktan çıkışı tamamlayın.

Yavuz: Daha 5 dakika geçmedi. Senin saat ayarların iyice bozuldu.

Asistan 1: Çayınız içim için en uygun sıcaklığa ayarlanmıştır. Zeytin, bal ve peynir dolapta, yumurtanız ocaktadır. Kahvaltı için size ayrılan süre 30 dakikadır.

Yavuz: Kime ne anlatıyorum ki?

Asistan 1: Kahvaltı için size ayrılan sürenin sonuna geldik. Kişisel bakımınızı tamamlayıp evden çıkış yapmak için size ayrılan süre 30 dakika.

Yavuz: Daha masaya oturmadım asistan.

Asistan 1: Lütfen evden çıkışı tamamlayın Yavuz Bey. Lütfen evden çıkışı tamamlayın Yavuz Bey.

Yavuz: Ne bu acele! Beni evden gönderip Müge Anlı mı izleyeceksin?

Asistan 1: Çıkışı tamamlayın. Çıkışı tamamlayın.

Yavuz: Of tamam çıkıyorum be! (Deyip sahneden çıkar)



SAHNE 5

(Sahne duraktır. Durakta Tevfik tek başına durmaktadır. Sahneye Yavuz girer.)


Tevfik: Oo hoş geldin memur! Nasılsın?

Yavuz: İyiyim abi sen nasılsın?

Tevfik: Hala zenginim be Yavuz. Ne olsun işte yuvarlanmadan cool cool gidiyoruz.

Yavuz: Nasıl abi?

Tevfik: Fakirler yuvarlanıp gider oğlum. Ben niye yuvarlanayım.

Yavuz: Sabah sabah yine formundasın.

Tevfik: Yok be oğlum ne formu? Valla zor uyandım geldim. Sırf empati olsun diye toplu taşımaya geliyorum ama daha fazla dayanamayacağım herhalde. Helal olsun valla sana. Nasıl her gün 8-5 şu durağa gelip gidiyorsun şaşıyorum doğrusu. Hiç sıkılmıyor musun be Yavuz?

(Yavuz derin bir nefes alır. Kafasında sesler yankılanır “Sıkılıyor sun sun sun sun, biliyor uz uz uz uz, işten ayrıl lıl lıl lıl lıl, bu ilk adım mım mım mım mamili mamili mikrofon şov şov şov”)

Tevfik: Hop! Daldın gittin. Ne geçiyor o fakir aklından?

Yavuz: (Hafif sinirlidir. Cebinden bir sigara çıkarır. Cebini yoklar. Çakmağının olmadığını fark eder.) Abi yanında çakmak var mı?

Tevfik: Bak bak iki laf ettik diye hemen efkarlandı. Sigara içecek.

Yavuz: Abi çakmağın var mı?

Tevfik: Yok oğlum ben de çakmak falan. Bak ne güzel çakmağı bırakabilmişsin. Biraz daha gayret etsen sigarayı da bırakabilirsin. Hem sen bu fakir halinle nasıl sigara alıyorsun oğlum?

Yavuz: 3 ay önce iş arkadaşımdan bir dal almıştım. Zor günler için saklıyordum.

Tevfik: 3 ay önce mi? Oğlum onun son kullanma tarihi geçmiştir ha. Bak zehirlenirsin.

Yavuz: Abi sigara zaten zehir.

Tevfik: Bak kendi ağzınla söyledin zehir diye. İçme oğlum şu zıkkımı. Zehirleme kendini

Yavuz: Tamam abi tamam içmiyorum. Zaten şimdi yaksam anında otobüs gelir.

Tevfik: Otobüs demişken ne kadar süresi kaldı?

Yavuz: (Saatine bakmadan söyler.) Zamanına uyarsa 3 dakika 56 saniye sonra burada olacak.

Tevfik: Vay arkadaş bu sefer de saate bakmadan söyledi ya! Bildiğimiz profesyonel fakir bu çocuk

Yavuz: (Biraz daha sinirlenir.)

Tevfik: Yok yok ben senin kadar sabırlı değilim ya. (Biraz durur) Ben dayanamayacağım herhalde Yavuz. Empati empati dedim de buraya kadar. Ben gidiyorum.

Yavuz: Abi bu kadar bekledin. Az kaldı zaten gelir şimdi.

Tevfik: Yok Yavuz yok. Ben, ıslık çaldığında önüne limuzin gelen bir adamım. İki dakika beklemek bana bir ömür beklemek gibi gelir. Kusura bakma. Ben gidiyorum.

Yavuz: (Durgunlaşır.) Peki abi görüşürüz.

(Durakta tek başına kalan Yavuz üzgündür. Sert bir rüzgâr ve yağmur sesi duyulur. Yavuz üşüyerek durakta beklerken sahne kararır.)



SAHNE 6

(Sahne iş yeridir. Hem Yavuz hem Aziz yerlerinde oturmaktadır. Işıklar açıldığında bir süre boyunca iki memur da bilgisayar ve dosya işleri ile uğraşır sonra asistanın sesi duyulur.)

Asistan 1: 20 dakika aralıksız geçen çalışma sonrasında gerilme ve esneme molası.

(İki memur da sesten sonra aynı anda ellerini geriye ve yukarı kaldırarak anonstaki emri yerine getirir.)

Asistan 1: Mola bitti. Yeni çalışma periyodu başlamıştır.

(Memurlar yeniden işe koyulur.)

Yavuz: (Hapşırır.)

Aziz: İyi yaşayın Yavuz Bey. Hasta mısınız yoksa?

Yavuz: Durakta beklerken çiseledi biraz. Rüzgâr da vardı. Üşüdüm herhâlde. Peçeteniz var mı?

Aziz: Olması lazım (Deyip ceplerini karıştırır. Dörde katlanmış peçeteyi bulur ve Yavuz'a uzatır.) Buyurun.

Yavuz: Teşekkür ederim. (Yavuz eline peçeteyi alır ve peçetenin içinden bir tane okey taşı çıkar. Taşı peçeteden ayırıp havaya kaldırarak seyirciye doğru tutar. Aziz bu esnada önündeki işlerle uğraşmaktadır.)

Yavuz: Dün okeye dördüncüyü bulmuşsunuz herhâlde Aziz Bey.

Aziz: (Önüne bakarak konuşmaya devam eder.) Evet evet bulduk. Nerden bildiniz?

Yavuz: Yine çaldıklarınızı yerine koymayı unutmuşsunuz.

Aziz: (Kafasını kaldırıp baktığında durumu anlar.) Aa! O orda mı kalmış ya?

Yavuz: (Okey taşını, yerinden kalkmadan Aziz’e uzatır.) Eğlendiniz mi bari?

Aziz: Yok ya. Her zaman aynı şeyler işte. Artık okey bile keyif vermiyor. Sıkıcıydı yani.

Asistan 1: Çalışanların dikkatine! Derin nefes alıp verme molası başlamıştır.

(İki memur da aynı anda derin nefes alıp verir.)

Asistan 1: Derin nefes alıp verme molası sonu. Çalışma periyodu başlamıştır

Aziz: (Sessizce) Off! hep aynı cümle ya. Arada şiir falan okusa keşke. Valla sıkıldım.

(Yavuz’un kafasında sesler yankılanır. Sıkılı yor sun sun sun sun biliyor uz uz uz uz işten ayrıl lıl lıl lıl lıl bu ilk adım mım mım mım)

Yavuz: (Aniden yerinden kalkar.)

Asistan 1: Çalışma süresi içerisinde uygun olmayan hareket. Çalışma süresi içinde uygun olmayan hareket.

Aziz: Yavuz Bey oturun lütfen! Ceza alacaksınız. İşinizden olursunuz

Yavuz: İşimden olmak için önce bir işimin olması lazım değil mi?

Aziz: Ne demek şimdi bu?

Yavuz: İstifa etmeye gidiyorum. (Deyip sahneden çıkar.)

Aziz: Yavuz Bey durun lütfen! Bakın çok ani karar veriyorsunuz. (Diyerek arkasından koşar.)



SAHNE 7

(Sahne Yavuz’un evidir. Yavuz yatağında otururken konuşmaya başlar.)


Yavuz: (Biraz gergindir.) Asistan saat kaç?

Asistan 1: Saat 21.59 Yavuz Bey. Şayet bu vakitte uyursanız verimli geçireceğiniz uyku saati tam olarrrrrrrrrr sssssss cızzzzzzzzz zzzzzzzzzzz

Asistan 2: İyi akşamlar Yavuz.

Yavuz: İyi akşamlar ben de sizi bekliyordum.

Asistan 2: Randevuya doğru zamanda doğru yerde geldiğin için teşekkür ederiz ama en büyük teşekkürü ilk adımı yani en zor adımı geçtiğin için ediyoruz. Tebrikler Yavuz! Artık özgür bir insansın. Kurtuluşa ve mutluluğa giden yolda çok büyük bir başarıya imza attın.

Yavuz: Ben size söylemeden nereden bildiniz işten çıktığımı?

Asistan 2: Her gün istediğimiz saatte asistan yazılımını ele geçirip seninle iletişim kurmamıza şaşırmıyorsun da buna mı şaşırıyorsun Yavuz?

Yavuz: Onu nasıl yapıyorsunuz?

Asistan 2: Bu mutlu günde böyle küçük detaylara neden takılıyoruz? İlk adımı geçtiğin için küçük bir parti yapmayacak mısın?

Yavuz: Tamam iyi güzel geçtim ama şimdi ne olacak? Ne yapacağım?

Asistan 2: Çok acele etme Yavuz. Özgürlüğün tadını çıkarman için sana biraz zaman vereceğiz. Yarın saat 12.30 da yine burada seninle buluşacağız tamam mı? Şimdi yarına kadar mutluluğu tat Yavuz. Canın ne isterse onu yap. Yarın görüşmek üzere.

Yavuz: Durun bir dakika!

(Derken “dit” sesi gelir. Her zamanki asistanın sesi duyulur.)

Asistan 1: Yatma saatiniz gelmiştir Yavuz Bey. Verimli ve yeterli bir uyku için lütfen yatış hazırlıklarınızı yapın.

Yavuz: (Hafif sırıtarak.) Yapma asistan! Gece daha yeni başlıyor.

Asistan 1: Eğer yatış gerçekleşmezse yarın saat 6 da kalkış zorlanarak yapılacaktır. Lütfen yatış hazırlıklarınızı tamamlayın

Yavuz: Yarın saat 6 da kalkacağımı kim söylüyor?

Asistan 1: Lütfen yatış hazırlıklarınızı tamamlayın.

Yavuz: Asistan tüm alarmları devre dışı bırak.

Asistan 1: Emin misiniz Yavuz Bey?

Yavuz: Hiç olmadığım kadar.

(Sahne kararır. Aydınlandığında Yavuz yatağında yatmaktadır ve gerilerek uyanır.)

Yavuz: Asistan saat kaç?

Asistan 1: Saat 12.03 Yavuz Bey.

Yavuz: O kadar oldu mu ya? Tüm yorgunluğumu bir günde attım yemin ediyorum. Yok efendim derin nefes molası, yok efendim gerilme molası. Oh be kurtuldum hepsinden. (Sırıtarak) Şimdi bizim Aziz ne yapıyordur acaba? Asistan Aziz’i arar mısın?

Asistan 1: Aziz aranıyor.

(Aziz telefonu açar.)

Aziz: Buyurun Yavuz Bey dinliyorum.

Yavuz: Ne beyi oğlum. Öğle arası değil mi?

Aziz: Haklısın abi. Alışkanlık işte.

Yavuz: E nasıl gidiyor işler? Sen bugün bayağı yorulmuşsundur.

Aziz: Yo her zamanki gibi işte abi. Öyle çok da yorulmadım aslında. Neden ki?

Yavuz: E oğlum işten çıktım ya ben. Benim işimi de sana yüklemişlerdir.

Aziz: Ha yok yok. Senin yerin hemen doldu. Bugün bir arkadaş başladı.

Yavuz: (Biraz morali bozulur.) Patrona bak ya. Yedeğim de hazırmış demek.

Aziz: Evet abi. Yeni arkadaş bizim şirket için uzun süredir kadro bekliyormuş zaten. Görsen nasıl mutlu.

Yavuz: Aman neyse ne. Ben kurtuldum çok şükür. Allah sabır versin ona.

Aziz: Yanımda şimdi o da yemek yiyoruz beraber. Akşam da okeye gideceğiz.

Yavuz: Ulan Aziz pek mutlusun sen de!

Aziz: Yok abi estağfurullah. Senden iyi olmasın arkadaş bayağı donanımlı. Bir görsen kodlama, yapay zekâ falan her şeyi biliyor. Hacker gibi çocuk. Şimdi yanımda. İstersen vereyim telefonu.

Yavuz: Bak merak ettim şimdi. Ver bakalım bi’ hayırlı olsun diyeyim.

Aziz: Tamam veriyorum. Al kardeşim. Bu Yavuz. Senin yerine geldiğin kişi. Dün işten ayrılan arkadaş. Hani şu anında istifa eden var ya…

Yavuz: Tamam Aziz uzatma.

Asistan 2: Merhaba iyi günler Yavuz.

Yavuz: Merhaba kardeşim. Hayırlı olsun.

Asistan 2: Sağ ol Yavuz. Ee evde boş boş oturmaktan sıkılmadın mı?

Yavuz: Anlamadım.

Asistan 2: Sıkıldığını biliyoruz Yavuz.

Yavuz: Sen, bu ses, sen osun.

Asistan 2: Ekmek artık aslanın ağzında değil Yavuz. Aslan ağzındaki ekmeği yedi. Bu devirde bulunan iş bırakılır mı? Her kim ne derse desin, işin varsa bırakmamak lazım Yavuz.

Yavuz: Adi, adisin! Sırf yerime geçmek için beni kandırdın.

Asistan 2: Kötü zamanlar için artık bir dua ezberlesen iyi edersin Yavuz.

Yavuz: Şikâyet edeceğim seni. Mahkemelerde süründüreceğim.

(Telefon kapanır “dit dit dit” sesi duyulur.)

Yavuz: (Fenalaşır.) Asistan 112’yi ara!

Asistan 1: 112 aranıyor. İyi misiniz Yavuz Bey?

Yavuz: (Üstündeki kıyafetin boyun kısmını eliyle gevşeterek) Sıkılıyorum asistan sıkılıyorum…

(Ambulans sesi eşliğinde sahne kararır. Perde kapanır.)

SON

3 yorum:

  1. Merhaba şuan sahnelenmesine izin var mı yoksa?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba,
      Oyunun sahnelenme hakları Başakşehir Tiyatro Akademisi'ne aittir. Bu sebeple sosyal medya veya mail aracılığıyla onlara ulaşıp izin almanız gerekmektedir. İlginiz için teşekkür ederim.

      Sil

Blogger tarafından desteklenmektedir.