ÇEVRİM İÇİ KÖLE PAZARI
Bir yaşa kadar öğrenci, sonunda bulursak iş sahibi ve şanslıysak emekli oluruz. Hafta içi çalışır, para kazanırız. Hafta sonu dinleniriz. 3 günlük muhteşem indirimlerde şu siteden şunu satın alırız. Kazandığımız parayı harcar ve tatilin tadını çıkartırız. Paylaşır, beğenir, yorum yaparız. Kocaman makinelerde depolanan küçücük sayılarız. Birbirimizle değil algoritmalarla yaşarız. Biz durmadan veri üreten bir kaynak mıyız, insan mı?
Uyarı: Oyunu sahnelemeden önce mail yoluyla veya İnstagram üzerinden iletişime geçip izin istemeniz ZORUNLUDUR! Oyun hakkındaki görüş ve önerilerinizi bu sayfanın en altında yorum olarak ya da mail / instagram yoluyla belirtebilirsiniz. Sahnelediğiniz oyunlarımdan fotoğraf/video göndermeniz rica olunur. Keyifli okumalar dilerim...
KARAKTERLER
HAKAN: 22-25 yaşlarında üniversite mezunu ama henüz iş bulamamış bir gençtir. Hayattaki zorlu koşulları sevmez. Sosyal medyaya, dizilere, filmlere ilgi duyar. Dış görünüşüne ve karşı cinsin kendisi hakkındaki görüşlerine önem verir.
RAZİYE: 50-55 yaşlarındadır. Hakan ve Zeliha'nın annesidir. İnternet ve sosyal mecralara ilgisizdir. Çocuklarına fazlaca düşkündür. Çocuklarını tek başına büyütmüş güçlü bir kadındır.
ZELİHA: 25-30 yaşlarındadır. Hakan'ın ablasıdır. Sosyal medyada fazlaca vakit geçirir. Trendlere ve ünlülerin yaşamlarına ilgi duyar. Yaşının getirdiği sorumlulukları aldırmaz. Hayatı düzenli gittiği iş ve telefonda geçirdiği vakitten ibarettir.
MİTHAT: 50-55 yaşlarındadır. Çok farklı alanlarda iş yerlerine sahiptir. Fazlaca zengindir. Hiç evlenmemiş ve çocuğu olmamıştır. Yalnızlık ve fakirleşmek gibi kimsenin bilmediği gizli fobileri vardır. Raziye ve çocuklarının kiracı olarak oturduğu evin, sahibidir. Çok yoğun bir iş temposu vardır. İnternet ve sosyal medyaya ilgilidir.
TARIK: 22-25 yaşlarında üniversite mezunu bir gençtir. Hakan'ın üniversiteden arkadaşıdır. Gün boyu çok yoran işlerde hiç ses çıkarmadan çalışır. Ona ne denirse onu yapar. Sosyal medyadaki paylaşımları normal hayat tarzına pek uymamaktadır. Saf ve utangaç bir karakteri olmasının yanında sosyal medyada güçlü, zengin ve karizmatik görünmeye çalışır. Sosyal medya onun içinde bastırdığı duyguları dışa vurduğu mekandır.
FİLİZ: 22-25 yaşlarında üniversite mezunu bir gençtir. Sosyal medyada çok aktif, atılgan, tutkulu biri olmasına karşın normal hayatta herkese karşı çok soğuktur. Zengin bir erkekle evlenip çocukluktan beri yaşadığı fakirlikten kurtulmak ister.
İNCİ: 30-35 yaşlarındadır. Bir kargo şirketinde patron asistanı olarak çalışmaktadır. Çalıştığı yere ve patronunun koyduğu kurallara uyma konusunda çok disiplinlidir. Herkesin de disiplinli olmasını ister. İşi ve kurallar onun hayatıdır.
SAMET: 30-35 yaşlarındadır. İş sahibi olabilmek için işverenlerin her şartını kabul edecek durumdadır. Fazla azimlidir. Diğer insanlarla belli konularda yarışıp kazanmaktan keyif alır.
SOSYAL MEDYA: Çeşitli sosyal mecraların bir temsilidir. Erkek veya kadın tarafından oynanabilir.
YEMEK UYG: İnternet üzerinden yemek sipariş edilen uygulamaların bir temsilidir. Erkek veya kadın tarafından oynanabilir.
DİZİ FİLM UYG: İnternet üzerinden dizi veya film izlenen çeşitli platformların bir temsilidir. Erkek veya kadın tarafından oynanabilir.
MÜŞTERİ TEMSİLCİSİ: Oyunun sonunda sadece sesi duyulmaktadır. (Diğer kadın oyunculardan biri seslendirebilir.)
(Oyun tek perdedir ve 3 sahneden oluşmaktadır)
SAHNE 1
(Sahnenin seyirciye göre sağ ön tarafında küçük bir masa ve üzerinde modem vardır. Seyirciye göre solunda ise iki kişilik ve bir kişilik olmak üzere koltuk takımı vardır. Seyirciye göre sağ tarafında evin dış kapısını temsil eden bir kapı vardır.)
(Hakan anahtarla dış kapıyı açar ve sahneye girer. Yorgundur. İki kişilik kanepeye oturur. Cebinden telefonunu çıkarır.)
HAKAN: (Bir süre telefona bakar.) Off internet neden kesildi? (Der ve başını kaldırıp modemin fişinin takılı olmadığını görür. İçeriye bağırır.) Anne ya kaç defa dedim şu modemin fişini çekme diye!
(Hakan modemin fişini takar. Telefondan bildirim sesleri duyulur. Hakan koltuğa oturur, telefonunu eline alır ve koltuğun arkasından 3 kişi çıkar. Bunlardan biri sosyal medyayı biri dizi/film izleme platformunu diğeri de yemek siparişi verilen uygulamaları temsil etmektedir.)
SOSYAL MEDYA: "filiz_22" attığın son fotoğrafa alev emojisi bıraktı ve “Görüşmeyeli değişmişsin. Yakışmış” yazdı.
HAKAN: Hadi ya Filiz mi? Haa lisedeki Filiz. Alev falan ne demek ki şimdi bu. Sadece yorumunu beğensem nasıl olur? Ya da bir şey mi yazsam? Dur dur utanan maymun emojisi koyayım kızlar utanan erkeklerden hoşlanır.
SOSYAL MEDYA: "rasim44" son fotoğrafın dahil olmak üzere toplam 5 fotoğrafını beğendi.
HAKAN: Aaa askerden Rasim, demek 5 fotoğrafımı beğenmiş. Bak o her gün fotoğraf atıyor ben hiçbirini beğenmiyorum. Attığı hikâyeye cevap yazayım da ayıp olmasın bari.
SOSYAL MEDYA: "tarık_47", “paramız var, harcıyoruz” notuyla tekneden yeni bir fotoğraf ekledi.
HAKAN: Ulan Tarık ne iş yaptığın belli değil ya! Nerden kazanıyorsun oğlum o kadar parayı. Bu benim fotoğraflarımı beğeniyor muydu acaba ya?
SOSYAL MEDYA: Attığın 68 fotoğrafı beğenmiş 47’sine yorum atmış.
HAKAN: Bak şimdi ne yapacağım? (Yazarken sesli bir şekilde okur.) “Çalışıyorsun kazanıyorsun kardeşim keyfine bak.”
YEMEK UYG: (Hareketli bir sesle araya girer.) Köfte Deryası’nda %25 indirim. Hemen sipariş verip yanında çıtır çıtır patatesiyle buz gibi kolasıyla kendine bir ziyafet çekmeye ne dersin?
HAKAN: Offf acıktım aslında ya. Acaba annem bir şeyler yaptı mı ki?
YEMEK UYG: İndirim için son 10 dakika acele et, indirimi kaçırma!
HAKAN: Ne 10 dakika mı? Annem bir şey yapana kadar akşam olur zaten. O zamana kadar yeniden acıkırım. Bu fırsatı kaçırmayayım
YEMEK UYG: Sadece 3 liraya patatesi ve kolayı mega boy yapabilirsin.
HAKAN: Akşam annemin yaptığı yemeği yerim ya. Menüyü büyütmeye gerek yok
YEMEK UYG: Menüyü büyütenlere özel herşeybenimolsun.com’da 20 liralık hediye çeki!
HAKAN: Ne! 20 lira mı? 3 liraya menüyü büyütsem 20 lira hediye. Ee 17 lira kardayım. Büyütüyorum.
DİZİ FİLM UYG: ‘Soygun’ dizisinin yeni sezonu şimdi yayında! Hemen tıkla, ilk izleyen sen ol
HAKAN: Aa tamamen unutmuşum. Bugündü değil mi o ya? Yemek gelene kadar bir bölüm biter herhalde. (Telefonu yan çevirir. Diziden sesler gelmeye başlar. -silah sesleri, gerilim, aksiyon fon müzikleri vb-)
(Hakan’ın annesi Raziye sahneye girer.)
RAZİYE: Oğlum hoş geldin! Hiç duymadım sesini, ne zaman geldin? (Hakan hiç cevap vermez) Şşşt kime diyorum!
HAKAN: Bir dakika anne, çok önemli bir yerdeyim. Sonra konuşalım olur mu?
SOSYAL MEDYA: Hikayesine cevap yazdığın Rasim’den yeni mesaj var.
YEMEK UYG: Siparişin yola çıktı. Birazdan kapında!
(Raziye modemin yanına gelip fişi çeker. Fişi çekince Sosyal medya, Yemek ve Dizi Film uygulamasını temsil eden kişiler koltuğun arkasına düşerler ve görünmezler.)
HAKAN: Anne naptın ya! Ne oldu, yine neye kızdın?
RAZİYE: Oğlum sabahtan beri heyecanla seni bekliyorum. Mutfağa gelip anne ben geldim demek bu kadar zor mu?
HAKAN: Boşuna heyecanlanma anne. Yine olmadı. Adamlar çalışan değil köle arıyorlar. Hiç kusura bakmasınlar. İki üç kuruş para kazanmak için gün boyu getir götür işi yapamam.
RAZİYE: E oğlum bu işler böyle. Başta öyle olur sonra yükselirsin.
HAKAN: Bana göre değil işte anne. Ben üniversite sınavına yeniden hazırlanıp beni mutlu eden işi yapmak istiyorum.
RAZİYE: Neymiş seni mutlu eden iş?
HAKAN: Bilmiyorum. Hayalimdeki işi daha bulamadım. Bulana kadar da sınava falan çalışmam zaten
RAZİYE: Anlaşılan senin karnın acıkmış çünkü hiç mantıklı şeyler söylemiyorsun. Mutfağa gel ana oğul karşılıklı yeriz diye bir sürü şey yaptım.
(Kapı çalar.)
RAZİYE: Allah Allah kim ki bu şimdi, ablan işten erken mi çıktı acaba?
(Raziye kapıyı açar. Hakan’ın söylediği yemek siparişi gelmiştir. Getiren kurye Hakan’ın sosyal medyada teknede çekilmiş fotoğrafını gördüğü Tarık’tır)
TARIK: Buyurun siparişiniz (Deyip kutuyu Raziye’nin eline verir.)
RAZİYE: Aa yanlış oldu herhalde oğlum. Biz sipariş vermedik.
HAKAN: (Koltuktan kalkıp kapıya koşar.) Anne dur dur! Ben söyledim yemeği.
RAZİYE: Yemek söyledin ha, aferin oğlum aferin (Der kutuyu Hakan’a verir ve sahneden çıkar.)
HAKAN: Anne bir dakika dur ya! (Tam kapıyı kapatıp annesinin arkasından koşacakken Tarık araya girer.)
TARIK: Özür dilerim yanlış bir zamanda geldim herhâlde.
(Der ve Hakan ile Tarık birbirini görür)
HAKAN: Tarık kardeşim?
TARIK: Aa Hakan sen burada mı oturuyordun ya? Bak senin sipariş ettiğini bilsem ketçap mayonezden birer tane daha koyardım.
HAKAN: Eyvallah sağ ol da sen daha yarım saat önce tekneden fotoğraf atmıştın.
TARIK: Tekne mi? Ha şu dayımın teknesi. Kardeşim o fotoğraf geçen yazdan kalma ya bugün sabahtan akşama işteyim ben.
HAKAN: Ha anladım anladım. (Biraz durur) Ya sen kamu yönetimi okumuştun.
TARIK: Okuduk okumasına da bizim bölümde pek iş yok be Hakan. Ben de şimdilik dayımın köftecide kuryelik yapıyorum.
HAKAN: Teknesi olan dayın mı?
TARIK: Evet evet. Sağ olsun dayım 11 ay köftecide çalışırsam 1 ay teknede kalmama izin veriyor
HAKAN: 11 ay çalışıp 1 ay tatil yapıyorsun yani.
TARIK: Yok yok 11 ay köftecide çalışıyorum. 1 ay teknede çalışıyorum. Dayımın teknesi tur teknesi. Turist gezdiriyoruz.
HAKAN: Ha turist anladım. (biraz durur) Zor tabi...
TARIK: Yok yok yazın güzel oluyor. Turistlerden çok bahşiş alıyorum zaten günde 2-3 dolar bahşiş alsam o günlük yemeğim çıkıyor.
HAKAN: Nasıl yani dayının teknesinde yiyecek bir şey olmuyor mu?
TARIK: Var var olmaz mı? Ama turistlere göre olunca bana pahalı geliyor. Ben dışardan yiyorum.
HAKAN: Hımm...
TARIK: Ya teknede gezerken insan pek acıkmıyor biliyor musun? Köftecide çalışırken zor oluyor. Gün boyu ordan oraya acıkıyor insan tabi.
HAKAN: Tarık (Biraz durur.) Bak ne diyeceğim, sen öğle yemeği için bir şeyler yedin mi?
TARIK: Yok. Bizim öğle molası daha gelmedi
HAKAN: Ya ben aslında siparişi iptal edecektim ama yetişemedim. Bak bu da senin kısmetinmiş demek ki. (Deyip kutuyu Tarık’a uzatır.)
TARIK: (Kutuyu eline almaz.) Aa olmaz Hakan olur mu öyle şey?
HAKAN: Olur olur neden olmasın. Duydun az önce annem yemek yapmış benim haberim yoktu. Şimdi ben bunu alır yersem bana küser. Al da şunu bana bir iyilik yap be Tarık!
(Tarık biraz durur ve kutuyu alır.)
TARIK: Çok sağ ol ama bak bir dahaki siparişte bana mesaj at ketçap mayonezden fazla fazla koyayım.
HAKAN: Eyvallah kardeşim eyvallah. Hadi soğutmadan ye.
TARIK: Tamamdır kardeşim görüşürüz.
HAKAN: Görüşürüz kardeşim (Der ve kapıyı kapatır.)
(Kapıyı kapatıp ‘Ya anne’ diye seslenerek sahneden çıkar.)
(Kapıdan anahtar sesi duyulur. Kapı açılır ve Zeliha sahneye girer.)
ZELİHA: (İçeriye bağırır.) Ben geldim. Kurye gördüm. Yemek mi söylediniz? (Ses duyulmaz) Allah Allah nereye gitti bunlar?
(Derken Zeliha’nın telefonu çalar. Koltuğa oturup telefonu açar.)
ZELİHA: Alo, buyurun Halil Bey dinliyorum. (Biraz durur) Ben tüm kotları saydım, evet hepsini. Masanın üstündeki kâğıda da yazmıştım. Evet masanın üstündeydi. (Biraz durur) Hımm kapı açılınca uçmuş bir yere demek ki. (Biraz durur) Evet anladım Halil Bey ama ben gece 3’ten beri depoda sayımdaydım yani biraz yorgunum. (Biraz durur). Tabi sizi de anlıyorum ama şu an tekrardan saymak için gelsem bile işimi doğru yapabileceğimden emin değilim. (Biraz durur) Iıı aslında yarı sayımdan sonra çantamdaki bir kağıda yazmıştım onu bulup size fotoğrafını göndersem olur mu? (Biraz durur) Tamamdır.(Telefonu kapatır.)
(Çantasını aceleyle karıştırır. Küçük bir kâğıt bulup telefonuyla fotoğrafını çeker. Sonra kafasını kaldırır modemin fişinin takılı olmadığını görür. Ayağa kalkar.)
ZELİHA: Niye sürekli çekilir ki şu fiş? Bırakın kalsın ya! (Deyip modemin fişini takar. Telefonundan bildirim sesleri duyulur. Kanepeye oturur. Kanepenin arkasında Sosyal Medya, Dizi Film, Yemek Uygulamalarını temsil eden kişiler ayağa kalkar.)
SOSYAL MEDYA: Ünlü oyuncu Ceyda Aydınsoy ‘Bi Bu Eksikti’ magazin programına evinin kapılarını açtı!
ZELİHA: Ayy eve bak yaa! İnsan sabah şu havuz başında bir kahvaltı yapsa ne dert kalır ne tasa yemin ediyorum.
SOSYAL MEDYA: Yatak odasına kadar giren kameramanlar, odanın duvarında ünlü oyuncunun eski sevgilisi Yavuz Varlıklı’nın büyük bir portresini çekince ortam bir hayli gerildi!
ZELİHA: Yok artık hala mı seviyor?
SOSYAL MEDYA: Portre gerginliğinin ardından Ceyda Aydınsoy’un elleriyle yaptığı ve özel tarifim dediği çikolatalı pasta ortamı yumuşatmaya yetti!
DİZİ FİLM UYG: Başrollerini Ceyda Aydınsoy ve Yavuz Varlıklı’nın paylaştığı ‘Rüya Gibi’ dizisi 6. Sezon için set çalışmalarına tam gaz başladı. İlk 5 sezonu izlemek için hemen tıkla!
YEMEK UYG: Ceyda Aydınsoy’un özel tarifim dediği çikolatalı pasta şimdi sepette %20 indirimle! Hemen sipariş ver. Bu ünlü lezzeti kaçırma!
ZELİHA: Ayy nasıl canım çekti. Yemeğin üstüne de güzel olur. Hemen sipariş vereyim anca gelir.
(Telefon ekranında birkaç tıklama yapar. Siparişi verdiği anlaşılır. Daha sonra telefonu çalar.)
ZELİHA: Aa Halil Bey’i nasıl unuturum ya, ahh salak kafam. Daldım gittim yine! (Telefonu açar) Alo Halil Bey kâğıdı şimdi buldum hemen gönderiyorum. (Biraz durur) Durun bekleyin lütfen... olur mu öyle şey.... ne alay etmesi? Bir yanlışlık olmuştur ben elime telefonu almadım çevrim içi nasıl olayım Halil Bey... Bakın isterseniz şimdi gelip tüm kotları yeniden sayarım hatta isterseniz full depo sayımı yapayım... Alo Halil Bey alo (telefonun ekranına bakar) off ya!
DİZİ FİLM UYG: Ceyda Aydınsoy’un ‘Rüya Gibi’ dizisinde giydiği birbirinden güzel kotlarda büyük indirim. Hemen eskileriatyenilerikap.com’a gir fırsatı kaçırma!
SOSYAL MEDYA: "halil_47", "Bu devirde iş bulmuşlar, kıymetini bilmiyorlar!" notuyla yeni bir hikaye paylaştı.
ZELİHA: Off mağazadaki herkes anlayacak bana yazdığını. Rezil oldum rezil!
DİZİ FİLM UYG: Modun düştüyse üzülme. ‘Annemin Uçan Terliği’ eğlence dolu 3 sezonuyla tam sana göre. Hemen tıkla gülmeye başla!
YEMEK UYG: Lezzet patlaması çikolatalı pastan şimdi yola çıktı. Depresyona girenlere özel daha yoğun daha acı bitter çikolatasıyla birazdan kapında!
ZELİHA: Sanki çok param varmış gibi bir de pasta siparişi verdim.
SOSYAL MEDYA: "sibel_32", "evli, mutlu, çocuklu" notuyla yeni bir fotoğraf paylaştı.
ZELİHA: Herkes ne kadar mutlu ya!
SOSYAL MEDYA: Ekonomibülteni "Markette ürünler cep yakıyor." Başlıklı yeni bir haber paylaştı.
ZELİHA: Off!
SOSYAL MEDYA: Ekonomibülteni "Elektriğe ve suya zam geleceği açıklandı." başlıklı yeni bir haber daha paylaştı.
DİZİ FİLM UYG: Duvarlar üstüne üstüne geliyorsa biraz dünyadan uzaklaşma vakti gelmiş demektir. "Pembe Ağaçlar Diyarı" seni bambaşka bir evrene çağırıyor. Hemen tıkla izlemeye başla!
SOSYAL MEDYA: "halil_47", "Mağaza deposunda sayım yapabilecek kadar matematik bilen, işi yarıda bırakmayacak bay/bayan eleman aranıyor." başlıklı yeni bir ilan paylaştı.
ZELİHA: (Telefonun ekranına vurarak) Off yeter sus artık sus!
SOSYAL MEDYA: "halil_47", "Eleman bulunmuştur. İlginiz için teşekkür ederim" notuyla yeni bir hikâye ekledi.
ZELİHA: Off gelince her şey üst üste gelir zaten. Anne nerdesin anne! (Deyip sahneden çıkar. Kanepenin arkasındaki 3 kişi Zeliha’nın telefonunu alıp sahneden çıkmasıyla yeniden koltuğun arkasına düşerler ve görünmezler.)
(Sahne arkasından sesler duyulur.)
RAZİYE: Kızım! ne oldu, dur bi' ağlamadan anlat?
(Bu sırada zil çalar ve yine sahne arkasından sesler duyulmaya devam eder)
RAZİYE: Sen önce bi' sakin ol. Otur şuraya şöyle. Bir su iç bakalım. (Zil çalmaya devam eder) Geldim geldim. (Diye bağırır) Ben kapıya bakıp geliyorum hemen.
(Raziye sahneye girer. Kapıyı açar.)
MİTHAT: İyi günler, müsaitsinizdir inşallah.
RAZİYE: Buyurun lütfen buyurun Mithat Bey
MİTHAT: Kusura bakmayın çat kapı geldim
RAZİYE: Ne demek, ev sizin zaten. Kiracı olan biziz (yapmacık bir gülüşle)
MİTHAT: Olur mu canım, evde oturan ev sahibidir.
RAZİYE: Ayakta kalmayın oturun lütfen.
(Mithat iki kişilik koltuğa, Raziye de tek kişilik koltuğa oturur.)
RAZİYE: Siz başlamadan ben demek istiyorum. Kusurumuza bakmayın lütfen biliyorum bu ay kirayı biraz geciktirdik ama gerçekten en kısa…
MİTHAT: Raziye Hanım! Darılıyorum ama. Yahu bir bardak çayınızı içmeye de gelemeyecek miyim? Ne olmuş kira gecikmişse gelecek ay elinize geçerse iki ayı beraber verirsiniz.
RAZİYE: Yok yok hiç geciktirmeden önümüzdeki pazartesi günü...
MİTHAT: Raziye Hanım! Bir bardak çay demiştim.
RAZİYE: Tamam tamam hemen koyup geliyorum.
(Deyip tam sahneden çıkacakken)
MİTHAT: Wifi şifresini alabilir miyim? Malumunuz işler çok yoğun. .Her an çevrim içi olmam gerekiyor.
RAZİYE: Tabi tabi "modeminfişiniçekmeyin123" yazın bağlanır.
MİTHAT: (Gülerek) Şu ana kadar duyduklarım arasında açık ara en iyisi.
RAZİYE: Benim oğlan aklı sıra bana mesaj veriyor işte
MİTHAT: Ee haklı çocuk ama bu devirde modemin fişi çekilir mi canım! İnanır mısınız benim eve interneti bağlattığım günden beri hiç çekmedim. Örümcekler modeme yuva yapmıştır valla.
RAZİYE: Ama siz koskoca iş adamısınız. Sürekli iletişim halinde olmanız lazım. O kadar olacak yani.
MİTHAT: Hiç sormayın bu aralar çok yoğunum.
RAZİYE: Öyleyse ben sizi hiç bekletmeyeyim hemen çayları alıp geliyorum. (Deyip sahneden çıkar)
MİTHAT: (Arkasından seslenir.) Acele etmeyin lütfen. Var biraz vaktim.
(Mithat eline telefonu alır şifreyi girer. Fazlaca bildirim sesi duyulur. Koltuğun arkasındaki 3 kişi yeniden görünür.)
SOSYAL MEDYA: Restoran sahiplerine kötü haber. Vergiler artıyor.
YEMEK UYG: Sahibi olduğunuz köfteci geçen aya oranla %37 daha az sipariş aldı
DİZİ FİLM UYG: Bir zamanların en zengin 10 iş adamının yıllar içinde nasıl fakirleştiklerini anlatan "İflas Edenler" belgeselini kaçırma!
SOSYAL MEDYA: Restoranlardaki hijyen tartışmalarından sonra halk evinde kendi yemeğini yapmaya başladı. Dışardan yemek yiyenlerin sayısı %49 azaldı
YEMEK UYG: Sahibi olduğunuz pastacı bu ay sadece 2 yeni kullanıcı tarafından keşfedilirken sipariş sayısı da %23 azaldı’
DİZİ FİLM UYG: Tüm varlığını kaybettikten sonra intihar eden bir iş adamının hayatını anlatan mini dizi "Cebimdeki Son Para" şimdi yayında!
(Bu esnada sahneye Raziye girer. Mithat telefonu kapatıp cebine koyar. Koltuğun arkasındaki 3 kişi yeniden düşüp görünmez olur)
RAZİYE: (Mithat’a çayını uzatırken) Hah şöyle Mithat Bey kapatın koyun ya! Biraz kafa dinleyin canım.
(Bu esnada sahneye Hakan girer)
HAKAN: Mithat Bey hoş geldiniz.
MİTHAT: Hoş buldum delikanlı.
(Kapı çalar. Tam Raziye kalkacakken)
HAKAN: Anne sen otur. Ben bakarım.
(Hakan kapıyı açar. Tarık elinde pasta kutusuyla beklemektedir)
HAKAN: Tarık, ne oldu hayırdır inşallah?
TARIK: Pasta siparişi vermişsiniz de onu getirdim.
HAKAN: (Annesine dönüp) Anne pastayı kim söyledi?
RAZİYE: Ha oğlum onu ablan söylemiş ya.
(Hakan kapıyı açıp arkasına dönünce Tarık, koltukta oturan Mithat’ı görür.)
TARIK: Aa dayı!
MİTHAT: Tarık?
HAKAN: (Tarık’a dönüp) Bir dakika bir dakika, şu yanında çalıştığın köfteci hem de teknesi olan dayın Mithat Bey mi?
TARIK: (Gülerek) Evet, köfteci, pastacı ve teknesi olan dayım Mithat Bey.
RAZİYE: (Mithat’a dönüp) Aa Tarık sizin yeğeniniz mi?
MİTHAT: Evet.
RAZİYE: Aynı zamanda sizinle beraber çalışıyor herhalde.
MİTHAT: Evet evet, sabahları köftecide öğleden sonraları da pastacıda, sağ olsun çok yardımı dokunuyor. Onsuz yapamayız.
TARIK: (Utanarak) Estağfurullah dayı, sen de sağ ol.
HAKAN: Kardeşim alayım istersen ben onu, vaktin varsa geç içeri bir çay içelim.
TARIK: Çok sağ ol. Başka zaman olur inşallah.
HAKAN: Bekliyorum bak. Ne zaman istersen kapımız açık.
TARIK: Tamamdır. (Raziye ve Mithat’a bakarak) Görüşmek üzere.
RAZİYE: Kolay gelsin.
MİTHAT: Geliyorum birazdan ben de. Görüşürüz dükkanda.
TARIK: Tamamdır.
HAKAN: Hadi kolay gelsin kardeşim (Deyip kapıyı kapatır) (Raziye ve Mithat’a dönüp elindeki pastayı göstererek) Erimeden gidip dolaba koyayım.
RAZİYE: Tamam oğlum
(Hakan sahneden çıkar)
MİTHAT: Siz Tarık’ı nereden tanıyorsunuz?
RAZİYE: Hakan’ın üniversitede yurttan arkadaşıymış.
MİTHAT: Hakan üniversite okudu mu?
RAZİYE: Evet evet inşaat mühendisliği okudu da iş bulamadı daha, arıyoruz bakalım.
MİTHAT: Tarık da kendi bölümünde iş bulamadı ama bak hiç boş durmuyor. Ne desem yapıyor çocuk.
RAZİYE: (Durgunlaşır.) Öyle valla iş seçmiyor demek ki
MİTHAT: İş seçmek ne canım bu devirde!
RAZİYE: Doğru doğru da Hakan biraz benim zorumla okudu inşaat mühendisliğini. Şimdi de ben yeniden sınava girip istediğim bölümü okuyacağım falan diyor
MİTHAT: Ne istiyormuş?
RAZİYE: Onu da bilmiyor ki daha. İstediğim şeyi bulmadan sınava da girmem diyor zaten
MİTHAT: Olur mu canım öyle iş? Şu gururu biraz bırakacak. Erkek adam gibi ne iş olursa yaparım diyecek. Bak evin kirasını ödeyemiyorsunuz
RAZİYE: (Biraz sinirlenir.) En geç haftaya pazartesi öderiz Mithat Bey olur mu?
MİTHAT: Tabi canım çok da geciktirmemek lazım. Hem buna alışmamak da gerek. Sonra çocuklar iş beğenmez, çalışmazlar da. Biraz işin ciddiyetini bilsinler, sorumluluk alsınlar
RAZİYE: (Sinirle) Ben çayın yanına pastadan getireyim biraz (Deyip sahneden çıkarken Mithat konuşmaya devam eder.)
MİTHAT: Bu internet, pasta falan hep para. Ben satıyorum o pastayı, ne kadar olduğunu biliyorum. Biraz tutumlu da olmak lazım yani
(Raziye cevap vermeden sahneden çıkar.)
(Mithat’ın telefonundan bildirim sesleri gelmeye başlar. Başta bakmak istemez ama sonra cebinden çıkarıp bakar. Eline telefonu alınca koltuğun arkasındaki üç kişi yeniden görünür.)
SOSYAL MEDYA: Yapılan son bilimsel çalışmalara göre yalnızlık, psikolojik rahatsızlıklara zemin hazırlayan en önemli etkenlerden biri ve yalnız yaşayanların ortalama yaşam süresi daha kısa.
YEMEK UYG: Sadece çiftelere özel ikili menü "Köfte Aşkı" sepette %20 indirimle. Yemeği yalnız yiyemeyenlerdensen şimdi sipariş et, hem kendini hem sevdiğini mutlu et!
DİZİ FİLM UYG: Hiç evlenmemiş, tek başına yaşayan ihtiyar bir delikanlının hüzün dolu hayatına göz atmaya ne dersin? Yaşanmış bir olaydan esinlenerek çekilen belgesel dizisi "Yan Dairedeki Kahkahalar" tam sana göre. Hemen tıkla, izlemeye başla!
SOSYAL MEDYA: "sadık_57", "Nasıl geçti bilmiyorum onca sene. Evliliğimizin 30. yılını ilk tanıştığımız yerde kutlamaya karar verdik. Hayatımın en doğru kararını verdiğim yerden herkese merhaba" notuyla yeni bir fotoğraf paylaştı.
YEMEK UYG: Bilim adamları açıkladı "Sevdiğinle beraber yediğin yemek daha doyurucu ve daha lezzetli." Sen sevdiğinle yemeğin tadını çıkar diye şimdi tüm ikili menülerde %30 indirim!
DİZİ FİLM UYG: Sevdiği kadın tarafından tam 37 kere reddedilen ama hiç pes etmeyen bir adamın, reddedildikçe alevlenen aşkına tanıklık etmek ister misin? "Otuz Sekizincide Evet Dedi" şimdi yayında!
(Raziye elinde pastalarla sahneye girer. Mithat telefonu yeniden cebine koyar. Koltuğun arkasındaki 3 kişi tekrardan görünmez olur.)
RAZİYE: Buyurun, afiyet olsun.
MİTHAT: Zahmet ettiniz teşekkür ederim.
RAZİYE: Çocuklarla konuşurum bir şekilde halleder, en kısa zamanda öderiz kirayı. Ödeyemezsek de evinizi istediğiniz zaman boşaltırız.
MİTHAT: Olur mu öyle şey? Ben az önce bir hata ettim. Şimdi siz de yeni bir hata etmeyin lütfen.
RAZİYE: Yok yok yanlış bir şey demediniz. Hatta çok da haklı....
MİTHAT: Raziye Hanım! Farkındayım şu aralar durumunuz pek iyi değil. Biliyorsunuz ben hiç evlenmedim hiç çocuğum olmadı ama az çok bilirim ev geçindirmeyi. Bilirim işler kötüye giderken çocuklara gülmek gerektiğini. (Biraz durur) Bir başınıza sırtladığınız yükün ne kadar ağır olduğunu da biliyorum (Biraz durur) İzin verin o yükün altına ben de gireyim.
RAZİYE: Nasıl, anlamadım?
MİTHAT: Size 2 yıl önce ettiğim teklif hala geçerli.
RAZİYE: Size 2 yıl önce verdiğim cevap da hala geçerli. Başka diyeceğiniz bir şey yoksa isterseniz siz işinizin başına dönün olur mu? (Ayağa kalkıp kapıyı gösterir.)
MİTHAT: Ayıp oluyor ama böyle. Kötü bir söz mü...
RAZİYE: Mithat Bey! Gerçekten ayıp oluyor.
MİTHAT: Peki anladım (Ayağa kalkar) anladım. (Kapıya doğru yürür.) Bugün ettiğim her söz için özür dilerim. Bağışlayın beni lütfen.
RAZİYE: (Kapıyı açar.)
MİTHAT: (Kapı hizasında.) 37 kere hayır deseniz bile 38. de yine soracağım! (Der ve kapıdan çıkar.)
RAZİYE: (Hiçbir şey söylemeden kapıyı kapatır.)
(Sahneye Hakan girer.)
HAKAN: Gitti mi?
RAZİYE: (Şaşırmış ve durgundur.) Gitti gitti. Otur bakalım şuraya sen.
(Hakan çift kişilik koltuğa Raziye de tek kişilik koltuğa oturur)
HAKAN: Hayırdır, ne oldu?
RAZİYE: Beni biliyorsun size her şeyi söylemem.
HAKAN: Evet maalesef.
RAZİYE: Geçen ay kirayı ödeyemedim.
HAKAN: E niye söylemedin anne! Mithat Bey de ondan gelmiş değil mi?
RAZİYE: Yok yok öylesine oturmak için gelmiş ama ben dedim en yakın zamanda öderiz diye.
HAKAN: Kirayı ödeyememişiz adamın önünde pasta siparişi falan da geldi kim bilir ne düşündü ya?
RAZİYE: Aman ne düşündüyse düşündü. Ne var canım bir tane pasta yediysek. Sen onu boş ver. Bak ablanı da çıkarmışlar işten. Sen şimdilik bir iş mi bulsan ha oğlum?
HAKAN: Tamam anne arıyorum ben zaten.
RAZİYE: Geçen Nurten Teyzen söyledi. İnternetten alışveriş artınca firmalar yana yana kargo dağıtacak adam arıyormuş. Yakın zamanda 30-31-32 Şubat indirimleri mi öyle bir şey varmış hatta.
HAKAN: Naptın anne, Şubat’ta 30-31-32 diye bir şey yok
RAZİYE: (Sinirlenerek) İndirim diye de bir şey yok zaten Hakan! Ama millet alıyor mu alıyor. Yani kargo dağıtacak adama ihtiyaç var mı var.
HAKAN: Tamam anne. Biliyorum gördüm bir tane ilan. Gider görüşürüm.
RAZİYE: Oğlum geçici olarak bak tamam mı? Sonra sen sınava yeniden hazırlanır, istediğin mesleği yaparsın.
HAKAN: Tamam anne tamam. Hadi ya ablam da geldi yiyelim artık şu yemeği.
RAZİYE: Her şey hazır mutfakta hadi düş önüme...
(Ayağa kalkarlar mutfağa giderken konuşmaya devam ederler.)
HAKAN: Pastadan kaldı mı?
RAZİYE: Var daha var
HAKAN: Yemeğin üstüne yeriz değil mi anne?
RAZİYE: Kocaman adam oldu soruya bak soruya. Yeriz tabi annem!
(Sahne kararır.)
SAHNE 2
(Sahnenin seyirciye göre sağında bir masa ve koltuk vardır. Solunda ise 3 ayrı koltuk vardır. Sahnenin belirli yerlerinde ‘AnındaKargo’ afişleri bulunmaktadır. Sahneye Hakan, Samet ve İnci girer.)
İNCİ: (Masanın arkasına geçip diğer 2 kişiye sahnenin seyirciye göre solundaki 3 koltuğu gösterir) Buyurun lütfen şöyle geçin.
(Hakan ve Samet yerlerine oturur. İnci ayakta konuşmaya başlar)
İNCİ: Başvuru sayısı 3 olarak görünüyordu bir kişi vazgeçti demek ki.
(Bu esnada nefes nefese Filiz sahneye girer.)
FİLİZ: Çok özür dilerim geç kaldım biraz
İNCİ: Eğer bugün işe alınırsanız umarım bu son geç kalışınız olur hanımefendi çünkü şirketimizin bu konuda hiç tavizi yoktur. Bilginiz olsun
FİLİZ: Anladım anladım çok özür dilerim tekrardan.
(Filiz boş olan koltuğa oturacakken Hakan ile göz göze gelirler ve Filiz oturur.)
HAKAN: Aa Filiz merhaba!
FİLİZ: (Biraz durur) Pardon, tanışıyor muyuz?
HAKAN: Ben Hakan, liseden...
(Filiz hala tanıyamaz.)
HAKAN: Geçen gün mesajlaşmıştık hatta.
FİLİZ: (Soğuk bir şekilde) Ha tamam tamam tanıdım şimdi.
İNCİ: Ihım. Evet liseden arkadaşların firmamız aracılığıyla yeniden karşılaşması bizim için gerçekten mutluluk verici ama bugün başvuran 3 kişiden sadece bir kişinin işe alınacağını belirtmek isterim. Patronumuz birazdan gelir. Zaten gerekli açıklamaları da kendisi yapacaktır. Şimdilik bana sormak istediğiniz bir şey var mı?
FİLİZ: Iıı soru değil ama aceleyle koştum biraz. Zahmet olmazsa bir bardak su alabilir miyim?
İNCİ: Hayır alamazsınız. Şu an bir kargo şirketine iş başvurusu için buradasınız. Su içmek için değil!
HAKAN: (Araya girer.) Haklısınız ama 2 tane acılı Adana istemedi sadece bir bardak su istedi.
İNCİ: Lütfen yanlış anlamayın eğer bugün işe alınırsanız gününüzün çoğu yollarda geçecek. Uzun yollarda açlığa ve susuzluğa şimdiden alışsanız iyi edersiniz.
HAKAN: Kargoları develerle çöl ortasında taşımayacağız. Yani susarsak durur bir bakkaldan alırız diye düşünüyorum.
SAMET: (Hızlıca konuşarak araya girer) AnındaKargo’nun hiçbir çalışanı mesai sırasında kendi arzu ve şevkleri doğrultusunda kargo teslim saatini geciktirecek faaliyet ve teşebbüslerde bulunamaz.
İNCİ: Aa Samet Bey! kusura bakmayın lütfen tanıyamadım.
SAMET: Sorun değil. Tanımamakta haklısınız biraz zayıfladım. AnındaKargo’nun disiplinli çalışma şartlarına alışmak için sıkı bir diyete girdim de...
İNCİ: Oo bu sefer bir hayli kararlı gördüm sizi. Sahiden kaçıncı denemeniz bu?
SAMET: 7. denemem ama hiç merak etmeyin bu kez alacağım işi. Şimdiden hayırlı olsun diyebilirsiniz.
İNCİ: Bundan önceki 6 denemenizde de dediğim gibi çalışkan olan kazansın. Dikkatinizi çekiyorum iyi olan değil çalışkan olan çünkü gerçekten çalışkan kişilere ihtiyacımız var. Hepinize bol şans. Patronumuz gelene kadar birbirinizle tanışabilirsiniz. (Gülerek) Unutmayın sadece bir kişi kazanacak.
(Deyip sahneden çıkar)
SAMET: (Hakan’a dönerek) Kardeşim bu alanda iş tecrüben var mı?
HAKAN: Yok aslında ben inşaat mühendisliği bitirdim de bunu geçici olarak...
SAMET: Tamam sen ceptesin. Hanımefendi sizin tecrübeniz var mı?
FİLİZ: Yazın kafelerde garsonluk yapıyorum
SAMET: (Gülerek) Bu iş tepsiyle pasta börek taşımaya benzemez. (Kendi kendine konuşmaya devam eder.) Tamam tamam sonunda oldu bu iş. Ee dile kolay 7. kez geldim. Herkes benim gibi sabretmez ki canım ama gevşemek yok. Her soruya en iyi cevabı vereceksin Samet! (Deyip cebinden çıkardığı kağıtları okumaya başlar)
HAKAN: (Filiz’e döner ve utanarak) Filiz sadece yazın mı çalışıyorsun kafelerde?
FİLİZ: (Soğuk bir şekilde Hakan’ın yüzüne bakmadan) Yazın iş oluyor zaten
HAKAN: Tabi o da doğru. Hangisinde çalışıyorsun peki?
FİLİZ: (Hala soğuktur) Değişiyor. Bir yaz birinde diğer yaz ötekinde
HAKAN: Hımm anladım. (Biraz durur, sırıtarak) Senin küçük bir kardeşin vardı değil mi?
FİLİZ: (Soğuk bir şekilde) Evet.
HAKAN: Seninle aynı servisteydik de bazen o da binmek isterdi oradan hatırlıyorum Ne güzeldi lise yılları ya! Dert yok tasa yok...
(Filiz bir şey demeden sahneye Mithat girer. Samet elindeki kağıtları cebine koyup heyecanla ayağa kalkar. Ardından diğerleri de kalkar)
SAMET: İşte işte büyük patron geldi!
MİTHAT: Samet, pes etmek yok diyorsun demek.
SAMET: Yok patronum yok. Siz alana kadar ben buradayım.
MİTHAT: (Koltukları göstererek) Oturun lütfen
HAKAN: (Şaşkındır) Mithat Bey, merhaba
MİTHAT: Merhaba Hakan
HAKAN: Burası sizin miydi? Ben bilmiyordum.
MİTHAT: Pastacıyla köfteciden vakit kalırsa buraya da uğruyorum.
SAMET: (Tedirgin bir şekilde) Patronum önceden bir tanışıklık mı var, yanlış mı anladım?
HAKAN: (Mithat cevap vermeden araya girer) Mithat Bey’in kiracısıyız biz
SAMET: Patronum köftecide kurye için başvurmuştum. Yeğeniniz Tarık’ı aldınız. Sonra pastacıya başvurdum yine yeğeninizi aldınız. Böyle dedim diye yanlış anlamayın sakın. Ben sizin adaletinize güveniyorum da şimdi hani bu arkadaşı da tanıyormuşsunuz ya...
MİTHAT: (Sesini yükselterek) Samet! Daha başlamadan sadece konuşarak bu işi de kaybetme olur mu?
SAMET: Yok patronum. Ben sadece hani Tarık sizin...
MİTHAT: İşin belli şartları vardı. Tarık tüm hepsini kabul etti. Sen bazılarına olmaz dedin ve Tarık işe alındı. Hepsi bu kadar.
SAMET: Tabi patronum doğru haklısınız ben öyle demek isteme...
MİTHAT: Evet, şartlar demişken çok vaktim yok. Hemen başlayalım. Sizden istediğim bazı şartlar var. Hepsini kabul eden işe alınır. Öncelikle Sabah sekizde işbaşı yapılır. Akşam beşe kadar kargo dağıtım devam eder. Ondan sonra akşam sekize kadar depo düzeltme ve belgelerle ilgilenirsiniz. İyi derecede araç kullanmanız beklenir. Ayrıca biliyorsunuz kentimize yerleşmiş çok sayıda turist vatandaş var. Birçoğu henüz Türkçe bilmiyor. Bu sebeple şubede ya da dağıtımda orta derecede İngilizce bilmeniz şartlar arasında. Son olarak ihtiyaç duyulduğunda eğer dağıtımda değilseniz sahibi olduğum pastacı ve köftecide geçici olarak kuryelik yapmanız gerekebilir. Evet hanımefendi sizden başlayabiliriz. Şartlar arasında size uygun olmayan var mıdır?
FİLİZ: Imm 13 yaşında bir kardeşim var. Sabah sorun olmaz da akşam hava karardıktan sonra korkuyor. Hava kararmadan yanında olsam daha iyi olabilir. (Biraz durur) Akşam sekiz biraz geç oluyor yani...
MİTHAT: Hakan sen ne diyorsun?
HAKAN: İngilizcem pek iyi sayılmaz ama kısa sürede pekiştiririm
MİTHAT: Sen pekiştirene kadar buraya yerleşen turistler de Türkçe öğrenir zaten Hakan. Evet Samet sen ne diyorsun bakalım bu işe?
(Samet ayağa kalkıp konuşmaya başlar)
SAMET: Patronum istediğiniz her saat çalışırım.
MİTHAT: (Araya girer) Oturarak devam et lütfen.
SAMET: Tabi. (Oturur.) Pastacı ve köfteciye kuryelik için başvurmuş adamım. Daha önce kaybettiğim işi kazanmış gibi sayarım. Hangisine git dersen oraya giderim. Araba, motor ne olursa kullanırım. Kamyonla dağıt de, dağıtırım. Zaten hepsinin ehliyeti var.
HAKAN: (Biraz küçümseyerek araya girer.) İngilizce de var mı bari?
SAMET: (Hakan’a dönüp) Nice to meet you aslanım! (Tekrardan Mithat’a döner.) Patronum tam 6 kere reddedildikten sonra hiç boş durmadım. Paraya kıydım İngilizce kursuna katıldım. Allah sizi inandırsın daha parasını ödemedim. Borçluyum ama eğer bugün işe alınırsam ilk maaşımla gider öderim borcumu. Biz öyle borcu varken sağda solda gezip...
MİTHAT: Samet tamam anladım. Kargo dağıtırken de kapının önünde insanların başını ağrıtma olur mu?
SAMET: (Heyecanlanarak) Nasıl anlamadım patronum?
MİTHAT: Welcome diyorum Samet welcome
SAMET: Oldu bu sefer oldu değil mi patronum?
MİTHAT: Hadi İnci Hanım’ın yanına git. Resmi işlemleri başlatsın. Yarın işbaşı yaparsın.
SAMET: (Sahneden çıkarken) Bugün de başlarım patronum. (Hakan ve Filiz’e dönüp) Hiç pes etmeyin arkadaşlar! Bakın benim yedincide oldu. Pes etmek yok! (Deyip sahneden çıkar.)
(Hakan ve Filiz ayağa kalkar.)
MİTHAT: Gençler biliyorum beklediğinizden kısa süren bir iş görüşmesi oldu ama pek bir açıklama yapmama gerek yok. Gördüğünüz gibi her zaman şartları en çok sağlayan işi alır.
(İkisi de evet anlamında kafa sallar.)
MİTHAT: Samet’in de dediği gibi hiç pes etmeyin. Hayat bir yarış. Anlayacağınız artık biz yarışıyoruz atlar izliyor. (Saatine bakar.) Benim acelem var biraz kusura bakmayın. İkinize de hayatınızda başarılar dilerim.
FİLİZ: Teşekkürler.
HAKAN: Görüşmek üzere.
(Mithat sahneden çıkar.)
(Filiz oturduğu koltuktan çantasını alırken)
HAKAN: Filiz! Tesadüfen karşılaşmışken istersen bir yerde oturup bir şeyler içelim
(Filiz çantasını koltuktan alıp sahneden çıkarken cevap verir.)
FİLİZ: (Hiç Hakan’ın yüzüne bakmadan) Maalesef şu an müsait değilim.
(Hakan da arkasından sahneden çıkarken)
HAKAN: Tamam başka zaman da olur. Sen ne zaman müsait olursun?
(Sahne kararır)
SAHNE 3
(Sahne 1’deki ev düzeninin aynısı sahnede kuruludur)
(Zil çalar. Raziye sahneye girer. Kapıyı açar. Üzgün bir şekilde Hakan kapıdan girer.)
RAZİYE: (Heyecanla) Hoş geldin oğluşum!
(Hakan cevap vermeden ikili koltuğa oturur. Raziye de tekli koltuğa oturur.)
RAZİYE: (içeriye seslenir) Zeliha koş! Geldi Hakan. Hayırdır inşallah ne bu surat?
(Zeliha heyecanla sahneye girer. Hakan’ın yanına oturur.)
ZELİHA: Aldın değil mi işi? Hı hadi aldım desene! (Hakan’ı çekiştirir.)
RAZİYE: Zeliha dur bakalım bi. Oğlum bir şey desene.
HAKAN: Ne diyeyim anne? Hala anlamadınız mı? Olmadı işte.
RAZİYE: Tamam, sakin ol. Kızmadan anlat şunu
HAKAN: Mithat denen ev sahibi işe almadı beni.
RAZİYE: Mithat mı, gittiğin yer onun muymuş?
HAKAN: Neymiş efendim ben İngilizce öğrenene kadar yabancılar Türkçe'yi öğrenirmiş
ZELİHA: Ne İngilizcesi ya? Artık kargo dağıtmak için İngilizce şartı mı var?
HAKAN: Biz koşuyormuşuz da atlar izliyormuş. Pes etmeyecekmişim bir de...
RAZİYE: Oğlum, orası da mı Mithat Bey’inmiş bi' cevap versene
HAKAN: Evet anne evet. Ah bilseydim gider miydim ki oraya!
ZELİHA: Ne olacak şimdi ya, çıkaracaklar mı bizi evden?
RAZİYE: (Zeliha'ya) Felaket tellallığı yapmayı bırakır mısın?
HAKAN: Liseden arkadaşım da oradaydı. Sosyal medyada her fotoğrafıma yorum atan Filiz. Halimi görünce o bile küçümsedi beni.
ZELİHA: (Sinirlenir) Anne şu ettiği laflara bir şey demeyecek misin? Hala kız diyor ya.
RAZİYE: Sen bari biraz sakin olur musun?
ZELİHA: Anne şu an gerçekten susması gereken kişi ben miyim? Oğlun işi alamadığına değil hâlâ lisedeki kız onu küçümsedi diye üzülüyor. Sana söyleyeyim bu gidişle Hakan iş falan bulamaz. Ben de daha yeni işimden kovuldum. Bu yaştan sonra sen mi geçindireceksin evi? (Koltuktan kalkıp sahneden çıkarken) Onu deme bunu deme! Kaç aydır ben getirdim bu eve parayı! Bi' işten kovuldum kirayı ödeyemez hale geldik! Hala bana konuşma diyor!
(Sahneden çıkar. Raziye arkasından koşar.)
RAZİYE: Zeliha! Bi’ durur musun lütfen!
(Raziye de sahneden çıkar.)
(Hakan’ın telefonundan bildirim sesi duyulur. İlk başta aldırış etmez. Sonra bir tane daha bildirim sesi duyulur. Bu kez cebinden telefonunu çıkarır ve koltuğun arkasındaki 3 kişi görünür hale gelir.)
SOSYAL MEDYA: Seni tıpkı sosyal medyadaki gibi cool gösterecek muhteşem deri ceketlerde muhteşem indirimler! Ne olmuş buna dedirtecek değişimle, karşına çıkan kızları etkilemek istemez misin?
HAKAN: (Üzgün ve sinirlidir) Hayır! Kimseye kendimi beğendirmek gibi bir çabam yok.
DİZİ FİLM UYG: Romantik komedi dalında ödülden ödüle koşan "Sen Benimsin Benim" filmini izleyip daha önce hiç duymadığın taktikler öğrenmeye ne dersin?
HAKAN: Birinin beni sevmesi için taktiklere ihtiyacım yok.
YEMEK UYG: Bu ay nasıl çıkacak diye mi düşünüyorsun? Sevdiğin terk etti ona mı üzülüyorsun? Enfes lezzetlerden birini şimdi sipariş et....
HAKAN: Hayır! evde ne varsa onu yiyeceğim.
(Koltuğun arkasındaki 3 kişi birbirlerine bakarlar ve ikisi oradan çıkıp Hakan’ın yanına oturur diğeri Hakan’ın başının üstünde beklemeye devam eder)
SOSYAL MEDYA: Senin gibi hisseden tam 3.698.739 kişi herşeybenimolsun.com’dan yaptığı alışverişten sonra daha iyi hissetti!
DİZİ FİLM UYG: Canı çok sıkılmış 5.345.546 kişi sana önerilen "Sen Benimsin Benim" filmini izledikten sonra eskisinden daha mutluydu!
YEMEK UYG: "Neden bu kadar mutsuzum?" aramasını yapan 2.434.677 kişi sana önerilen yemeklerden birini sipariş ettikten sonra en az bir ay süreyle hiç bu aramayı yapmadı!
SOSYAL MEDYA: Biz seni senden daha iyi biliyoruz.
DİZİ FİLM UYG: Tahminlerle değil sayılarla konuşuyoruz.
YEMEK UYG: Bir yerden değil her yerden bilgi topluyoruz.
SOSYAL MEDYA: Bu duyguları yaşayan ne ilk ne de son kişisin.
DİZİ FİLM UYG: Zannettiğin kadar farklı değilsin.
YEMEK UYG: Aynısın herkes gibisin.
HAKAN: Hayır değilim (Ayağa kalkar.) Herkes gibi değilim! (Koltuktakilere bakarak modeme doğru geri adımlarla yürür.)
(3 kişi de ona doğru yürümeye başlar.)
SOSYAL MEDYA: Sakin ol lütfen. Daha önce milyonlarca kişi tarafından seçilen ve işe yarayan bir tercihi sana sunuyoruz. Hem de sana hiç vakit kaybettirmeden, bunun nesi kötü ki?
DİZİ FİLM UYG: Onlar da tıpkı senin gibi hissediyordu. Aynı senin gibilerdi biliyor musun?
YEMEK UYG: Kendilerine sunulan tercihlerden birini seçtiler ve anında mutluluğa kavuştular. Hepsi bu kadar!
SOSYAL MEDYA: Bizi dinleyerek hissettiğin bu kötü duygulardan kurtulabilirsin. Hem de şimdi!
DİZİ FİLM UYG: Yanlış bir karar vermeni istemeyiz. Her zaman yanındaydık şimdi de yanındayız!
YEMEK UYG: Biz sadece öneri sunan dostlarız. Unutma asıl kararı siz verirsiniz.
SOSYAL MEDYA: Hepiniz özgürsünüz
DİZİ FİLM UYG: Kesinlikle
YEMEK UYG: Biz sadece yardım ediyoruz.
HAKAN: (Hakan başını yana sallayarak geri adım atmaya devam eder.) Hayır etmiyorsunuz. Günü geçirmekten başka hiçbir işe yaramıyorsunuz. Sürekli bir şey almamı, sürekli yemek yememi ve öylece oturup gün boyu bir şeyler izlememi istiyorsunuz.
SOSYAL MEDYA: Hakan! Reklamlarda gördüğün ürünlere sahip olmak senin de hakkın!
DİZİ FİLM UYG: Kötü anlarında bir şeyler izleyerek anında mutlu olabilirsin. Seni üzmelerine izin verme!
YEMEK UYG: O enfes lezzetlerin hepsi sadece senin için. Sadece senin için!
(Hakan modeme iyice yaklaşmıştır)
HAKAN: Evet, enfes yemeklerin fotoğraflarını görünce canım bir şeyler yemek istiyor. Evet bazen izlediğim dizide gördüğüm yaşamlara özeniyorum. Evet gün boyu reklamlarda gördüğüm ürünlere sahip olmak istiyorum. Evet ben durmadan duymak isteyen bir kulağa, sürekli görmek isteyen bir göze ve tatmaktan hiç bıkmayan bir dile sahibim. (Biraz durur) ama sadece bunlar değilim. Daha önce milyonlarca kez denenmişlerle değil ilk defa keşfedilenlerle yaşarım. Kolay ya da zor hayatımın her anında kendi kararlarımı verebilirim. Ben büyük sistemleri döndüren küçük vidalardan biri değilim. Benim duygularım var, düşüncelerim var. Ben kocaman bilgisayarlarda depolanan verilerden çok daha fazlasıyım. Ben sayılara, algoritmalara indirgenemeyecek kadar karmaşığım. Ben onu al deyince alan, bunu ye deyince yiyen, şunu izle deyince izleyen bir köle değilim. Ben bir insanım!
(Der ve modemin fişini çeker. Diğer 3 kişi yere düşer.)
(Hakan koltuğa oturur. Başını iki elinin arasına alarak sakinleşmeye çalışır. Bu esnada telefonu çalar. Ekranına bakıp telefonu açar.)
HAKAN. Alo?
MÜŞTERİ TEMSİLCİSİ: Merhaba Hakan Bey. Ben telefon hattı müşteri temsilciniz Gizem. Size çok yeni bir fırsatımızdan bahsetmek istiyorum.
HAKAN: Şu an yeni bir tarifeye geçmek istemiyorum.
MÜŞTERİ TEMSİLCİSİ: Ayda sadece 49 lira 99 kuruşa 10 GB internete ek olarak...
HAKAN: Teşekkür ederim hanımefendi. İstemiyorum!
MÜŞTERİ TEMSİLCİSİ: Üstelik tarifenizin yenilendiği her yeni ayda oyunlardakayboldum.com'da geçerli 30 liralık hediye çeki kazanacaksınız. Hayattan bunaldığınız, depresyondan çıkamadığınız anda eğlence dolu oyun dünyası sizi bekliyor olacak Hakan Bey!
HAKAN: (Umursamaz şekilde) İyi güzel de 10 GB internetle nasıl oynayacağım o kadar oyunu?
MÜŞTERİ TEMSİLCİSİ: Hiç dert etmeyin. oyunlardakayboldum.com'dan satın aldığınız hiçbir oyun mobil verinizden internet kullanmayacak. Size özel 10 GB'a ek sadece oyunlarda geçerli 50 GB hediye edilecek.
HAKAN: (Biraz durur.) Kaç lira demiştiniz?
MÜŞTERİ TEMSİLCİSİ: Tüm bunlar için sadece ve sadece 49 lira 99 kuruş ödemeniz yeterli.
HAKAN: Yani aslında az önce ben bir karar almıştım. Modemi kapatıp interneti iptal ettirecektim ama
MÜŞTERİ TEMSİLCİSİ: Dediğim gibi zaten modeme hiç ihtiyacınız olmayacak. Üstelik mobil veriyi kapattığınız anda telefonunuza hiç bildirim gelmeyecek ve kimse sizi rahatsız edemeyecek.
HAKAN: Doğru aslında. Modeme sürekli bağlı olduğum için dikkatim çok dağılıyordu. Hem bu devirde tamamen internetten izole şekilde de yaşanmaz ki. (Biraz durur.) Tamam ben bu tarifeye geçmek istiyorum.
MÜŞTERİ TEMSİLCİSİ: Harika! Şimdi ilk 3 ayın ücretini tahsil etmek için telefonunuza gelen kodu bana söylemenizi rica ediyorum.
HAKAN: İlk 3 ay mı?
MÜŞTERİ TEMSİLCİSİ: Evet ilk 3 ayı peşin olarak ödeyenlere özel fırsatlarımız var.
HAKAN: Nasıl fırsatlar?
MÜŞTERİ TEMSİLCİSİ: Çok özel fırsatlar. Şu an bunu ben bile bilmiyorum. Bu arada telefonunuza kod gelmiş olmalı onu rica edebilir miyim?
HAKAN: (Telefonun ekranına bakıp) 374569
MÜŞTERİ TEMSİLCİSİ:: Hemen işleminizi başlatıyorum (Biraz durur) Aa sanırım telefonunuzda yeterli bakiye yok. Rica etsem telefonunuza TL yüklemesi yapar mısınız?
HAKAN: Yükleme mi? Hımm, acaba sonra mı görüşsek bu konuyu? Biraz uzayacak gibi.
MÜŞTERİ TEMSİLCİSİ: Bu fırsat için sadece 10 dakikalık süre kaldı. Hemen kartınızdan yükleme yapabilirsiniz. Kartınızdan yükleyeceğiniz TL tutarında hediye çeki kazanma fırsatı için de son 5 dakikanız var.
HAKAN: 5 dakika mı? Tamam tamam. Hemen şimdi yaparım yüklemeyi. Önce kartımı bulmam lazım. Biraz bekleteceğim sizi.
(Aceleyle sahne dışına koşar. Sahne kararır)
SON
Merhabalar Ahmet,
YanıtlaSilÖncelikle oyunun için kalemine sağlık. Müsadenle birkaç noktadan oyununu değerlendirmek isterim.
-Öncelikle kişi sayısı. Bu kadar kısa bir oyun için en fazla 7-8 karakter yeterli olacaktır. İnci ve Zeliha kararkterleri hiç olmasa da olurmuş. Şöyle düşünebilirsin mesela modem bu oyunun olmazsa olmazı ya, onu çıkardığında eksik kalacak ve yerini başka bir şey doldurmayacak. Aynı şeyi oyuncular için de düşünmelisin. O olmazsa bir şey eksilir mi oyunumdan ya da bu karakter neden burada diye oyuncu yoklaması yapabilirsin.
-İkincisi, insanlar birbirlerine sürekli isimleriyle hitap ederek konuşmazlar. *anne, *oğlum; *kızım, *anne ; *mithat bey, *raziye hanım; o kadar çok tekrarlanıyor ki... bunları kırparsan diyalog akışını daha iyi kurabilirsin.
-Tarık köftecide çalışırken güzel koktuğunu söylüyor ya, bir restoranda çalışan kişiye o yemek pek sevimli gelmez. hatta et bile yemek istemez o kokulardan.
- Raziye hanım mithat beye ilk konuşmalarında ev sahibi sizsiniz diyor ya, bu tür tanıtma/tanıştırma cümlelerini duymamıza gerek yoktur çünkü hemen bir alt satırda kira konuşacaklardır ve bunu zaten seyirci anlar. yani bu tür kişinin kim olduğu, ne iş yaptığını, yani kendisini tanıtmasını duymak değil görmek isteriz.
-sosyal medya, dizi film ve yemek uygulamaları karakterlerini çok sevdim. Aslında oyunun orjinal tarafı da bu olmuş. Bu yüzden bu karakterleri daha belirgin, konuşmalarını da daha netleştirebilirsin.
-Son olarak da oyunun sonunu sevmediğimi söylemek istiyorum. Bırak Hakan bu kadarcık kısa bir sürede bir dönüşüm/değişim/uyanış yaşamasın da hata yapmaya devam etsin. Bırak da sonunda bir mesaj vermesin. Vermesin ki biz de mesajın gözümüze sokulmak istendiğini düşünmeyelim. Yani oyunun sonunda uygulamalar hakana bir şey aldırsa bu hali emin ol çok daha tadını damağımızda bıraktıracaktır. Son birkaç cümleyi kırparak da bunu yapman mümkün olur böylece.
Yorumlarım bu kadar :) kusura bakma lütfen eğer fazla eleştirel olduysam. Ama bu kadar güzel bir oyununu herkese açtığın için okuduktan sonra eleştirme hakkı buldum kendimde. Umarım çok daha geliştirirsin kalemini.
Başarılar dilerim,
Zeynep.
Merhaba,
SilÖncelikle ayırdığınız vakit ve bu güzel yorumunuz için çok teşekkür ederim.
Yazdığınız eleştiriler benim için çok eğitici oldu. Uzun zamandır oyunlarım hakkında okumak istediğim yorumlardan birini yazdığınızı belirtmek isterim.
Tarz olarak her yazım ve sinematografik eserin kısasını sevmemden ötürü olsa gerek oyun finallerini getirmede de çok aceleci davrandığımın farkındayım. Bu aceleci tavır da eserin finaline mesaj yükünün kalmasına sebep oluyor. Oyun içine sindirilmemiş ve arka arkaya sıralanmış mesajlı diyaloglar da haliyle oyun ve final kalitesini düşürüyor. Bunun dışında da yorumunuzda değindiğiniz her noktaya fazlasıyla katılıyorum.
Her yazdığım oyunu yeni bir öğrenme süreci olarak görüyorum. Bu oyun için de yazdığınız yorum ile bu öğrenme süreci çok daha verimli hale geldi diyebilirim. :)
Hata ve eksiklerimi düzeltmeme yardımcı olduğunuz için tekrardan teşekkür ederim. Benzeri hataları yeni yazım süreçlerimde yapmamak için gayret göstereceğim. Sağlıklı ve mutlu günler dilerim.
Saygılar...
Oyununuzu lisede radyo tiyatrosu olarak yapmamıza izin verir misiniz?
YanıtlaSilMerhaba,
SilMail üzerinden size dönüş yaptım.
İlginiz için teşekkür ederim.